(Bir gün, içim çok sıkılmış, dünyanın dibine kadar dalmış bir halde iken, Yunus suresinden imdat istedim. İlk yirmi ayeti, bende manevi bir cerrahi ameliyata vesile oldu. Benimle aynı derdi paylaşanlar olabilir duasıyla kaleme aldım. Dert benim, derman Kur’an’ındır… NOT: Bu ders, akıldan ziyade kalbe bakar!)
Ey gafil, aciz, zayıf, fakir, Yunus!
Dünya seni kör etmiş! Kuran ve kainattaki ayetlerin hikmet üzere olduklarından şüphen mi vardır? Sana müjdelerle gelen ve önündeki zararları bildiren vahyin ulaşması, sana tuhaf mı geldi? Sanki sana ulaşan bu haberin, ilmin ve hidayetin, hakikat olduğuna dair şüphe eder gibisin! Bilmez misin ki tüm gökleri ve yerleri, her şeyi, bir bir, yaratan O’dur! O’nun izni olmaksızın sana herhangi bir şeyin şefaat edebileceğini düşünüyorsan yanılıyorsun! Tüm bu ibret dolu haberler sana ulaştığı halde, sen hala nasıl olur da bu ayetlerden gaflet edip, dünyaya bu denli dalarsın?
Şunu bil ki, istesen de istemesen de O’na döneceksin! Bu O’nun hak olan vaadidir! Ubudiyet halinde olduğun her an O’na döndürülmen, gaflet halindeki her an azabın içinde olman bu hakikatin pek parlak bir delilidir. O Allah, sana ayetlerini ayrıntılı bir şekilde açıklamadı mı? Sana ulaşan, sana yol gösteren, sana rehberlik eden ziya ve nur, O’ndan değil midir? Eğer burada söylenenleri dinler, anlar, tefekkür eder ve sakınırsan, alem-i şehadette her bir şeyin bu hakikate dellallık yaptığını ayan beyan göreceksin! O’na kavuşacağından gaflet edip, “bu dünya hayatı bana yeter!” deyip, onunla tatmin olacağını zannedersen, insaniyetini kendi isteğiyle terkedenlerden olursun! Yok, bu gafletin farkında olup, istiğfar ile, Subhanallah, Elhamdülillah, Allahuekber diyerek, kusurlarını, aczini, fakrını ilan edersen, insaniyetini kullanan bir abd olursun.
Şu an bu azgınlıkların içerisinde hala nefes alabiliyorsan, bil ki bu da Rabb-ül Alemin’in delillerindendir. Çok iyi biliyorsun ki, ne zaman zarar sana dokunsa, O’na sığınıp dua edersin. O sıkıntıları senden arındıran Rabbini unutup da, sanki o yerlere yatıp yalvaran sen değilmişsin gibi, nedir seni dünyaya bu derece daldıran?
Kainata bak! İzle! Gaflet içinde olduğun geçmiş anlarını, hidayetin, vahyin sana ulaşmadığı cahillik dönemini hatırla. Kainatı var edendir sana bu hidayeti ve vahyi ulaştıran; şimdi tekrar endişe edip, tüm bu beyanat yetmezmiş gibi, dünyaya dalarak, lisan-ı hal ile, “yeni ayetler gelsin veya bundan öncekiler değişsin” diye haykırıyor gibisin!
Vallahi, “Mâ yûhâ ileyy, innî ehâfü inasaytürabbî azabê yevmin azim”! Bilmezsin ki Allah dileMEseydi o vahiy ve hidayet sana zaten ulaşmazdı! Sen doğduğundan beri Kuran ve peygamber kainatta değil miydi? Sen hala aklını başına toplamayacak mısın? Allah’ı bırakıp da, O’ndan gaflet edip, sana ne faydası ne de zararı dokunacak şeylerin seni kurtaracağına mı inanıyorsun? Acaba sen Allah’a, yerlerde ve göklerde O’nun bilmediği bir şefaatçiden mi haber veriyorsun?
İLAÇ: Sen, sabırlı ol! O’nun ayetlerini küçük dünya menfaatlerine rüşvet verme! Bekle! Şüphesiz gaybı bilen yalnız O’dur. Işık mutlaka gelecektir! Bekleyenlerden ol!
Tesekkur ederim bu yziayi paylastiginiz icin. Imani bakis acisinin kazaniminda cok kritik bir konu nasil-nicin mevzusu. Bu konu uzerine ben de cok dusunmustum. Acizane vardigim sonuc su sekilde:Vahiysiz felsefe (bilim) dediginiz gibi, olaylari kendi icinde aciklamaya calisir. Materyalist paradigmadan degerlendir herseyi. Bu paradigma icinde suyun nasil olustugu sorusunun cevabi hidrojen ve oksijen atomlarinin bir araya gelmesiyle dir.Fakat, aslinda meselenin hakikatinde nasil sorusuna cevap degildir bu aciklama. Bu aciklama olsa olsa ne sorusuna cevaptir. Yani filozof (bilim adami) bakiyor suyun icine ve H2O atomlarini goruyor ve sonra diyor bu su bu atomlardan olustu. Halbuki sadece H ve O atomlarini bir arada gormus oldu. Su’da ne oldugunu soyledi. Nasil oldugu ise o paradigmadaki bakis acisinin iddiasidir.Imani paradigmadaki nasil sorusuna cevap ise kunfeyekun dur. LailaheIllalah tir. Sebeplerin hic bir tesiri olmadan sonsuz kudret sahibi bir zat tarafindan YOKTAN VAR ediliyor. Iste nasil sorusunun cevabini bu sekilde anliyorum.Ozetle:NE? Hidrojen ve Oksiyen atomlariNASIL? Mutlak bir yaratici tarafindan yoktan var ediliyorNICIN? Benim icin. Su, O’nun ayetidir ve bu ayeti okumak icin vardir. Yani asil yapicisini bilmek, yani marifetullah.