Musibetler çalışmadığımız yerden geldiğinde, sabır stoğumuz dört koldan gelen musibetler karşısında yetmediğinde ve dahi Mekkeli ilk sahabelere imanlarını lafzen red ruhsatı verilene kadar sabretmelerini hatıra getirdiğimizde sabırdan anladığımızda bir sıkıntı olduğunu görmek gerekir
Tevekkül sabrın yakıtıdır. Tevekkülsüz sabır yolda kalır. Onu içindir ki sabrederken “Tevekkeltü alAllah”demek adettendir.
Sabretmek, kadere razı olmak… bu hasletler ancak tahkiki iman ile mümkündür.
Kaderden razı olan tevekkül eder, tevekkül eden sabır bulur. Sabrı bulan huzurdadır.
İnsan hizmet için yola çıktığında bile musibetlerden muaf olmaz. Hatta tekamülü için musibetler daha sık ziyaret edebilir bir mümini. En kudsi bir hizmet için ömrünü vakfetse insan, yine de musibetten şekva etmeye hakkı yoktur. Çünkü musibet onun dostudur, tekamülü için yardımına koşmuştur. Tahkiki iman ile tevekkülü çağırır, tevekkül ile sabrı, sabır ile huzuru.
Huzurların en yücesine, Ru’yetullaha ulaşmak için yardıma gelen musibete ancak şükredilir.
Onun içindir ki yıllarca iğneyle kuyu kazar gibi didinip biriktirdiğiniz her şey bir musibetle elinizde gitse ve bir talebeniz gelip:
“Üstadım, her şeyi kaybettik, şimdi ne yapacağız?” dese, ancak “Çay koy keçeli, yeniden başlayacağız.” dersiniz.
bu durumda tevekkül ve sabrın yanına en yakışacak üçüncü kelime ümit. bu sacayağı direnme ve dayanma çatısını taşıyor demek ki.
Tam da bittik denilen noktada yeniden başlamayı anlatan günümüz sosyal meselesine dair bir yazı de Mustafa Kutlu’dan http://origin-c.yenisafak.com/yazarlar/MustafaKutlu/bana-ne-yapacagimi-soyle/56544
Bu “çay koy keçeli yeniden başlayacağız” hatırasına bir kaynağınız var mı? Ben sadece Gülen cemaatinden duydum, öncesinde abilerden duyduğumuz birşey değil, hangi abi olduğunu da yazmıyor kimse ve üstelik üstadın herşeyi kaybettiğini düşündüğünü ve yeniden başladığını da düşünmüyorum, ahiret adamı herşeyi kaybedebilir mi?